29 Kasım 2011 Salı

Görünmeyen...bilinmeyen...


Üzerinde yaşadığımız dünyayı gerçek biçimiyle algılamamızı engelleyerek bu konuda yanılgıya düşmemize yol açan en önemli etken, duyularımızın körelmiş, güçsüz ve aldatıcı olmasıdır...Bu yüzdendir ki gözle görmediğimizi anlamakta çoğu zaman zorlanırız ve görünmeyen bizim için bilinmeyen olur...Zira herhangi bir duyu, tek başına yetersiz ve yanıltıcıdır...

Francis Bacon, 1620 (Hayvan Zihni, J.L.Gould-C.G.Gould)

Fotoğraf: T. Peshak-National Geographic Arşivi

22 Kasım 2011 Salı

Atasözlerimizde balık...


Artun Ünsal'ın "Boğaz'ın Beş Efendisi-Lüfer, Palamut, Levrek, Tekir ve İstavrite Dair" kitabını okuyordum..."Atasözlerimizde balık" bölümünde, aslında ülkemizde çok popüler olmayan bu değerli besinin günlük hayatımızdaki farklı bir yönünü keşfetmiş oldum...

Balık ağa girdikten sonra aklı başına gelir
Balık baştan avlanır
Balık baştan kokar
Balık gölüne göre büyür
Balık balığı yiyince balıkçı ne yapsın
Balık kılçığıdır, ne yenir ne yutulur
Balık tavada tavşan ovada
Balık tutan onmaz; yiyen doymaz; alıp satan kar eder...

Orhan Veli'nin "Eskiler Alıyorum" şiiri var bir de...genellikle son mısrasıyla andığımız...

Eskiler alıyorum
Alıp yıldız yapıyorum
Musiki ruhun gıdasıdır
Musikiye bayılıyorum

Şiir yazıyorum
Şiir yazıp eskiler alıyorum
Eskiler verip Musikiler alıyorum

Bir de rakı şişesinde balık olsam...

Fotoğraf: Ara Güler
Fotoğraf: Ara Güler
Fotoğraf: Ara Güler

15 Kasım 2011 Salı

Ezop'tan günümüze...

Irmak'ın kitapları arasında Sevgili Bilgi'nin birkaç yıl önce hediye ettiği "Ezop'tan Günümüze Hayvan Öyküleri" gözüme çarptı...hayvan figürleriyle bütünleşmiş güzel öyküler yolculuğu...

Bin Ayna

Bir köpek çok farklı bir tapınaktan söz edildiğini duymuş: Burası Bin Ayna Tapınağı imiş. Köpek aynanın ne olduğunu bilmezmiş. Ancak isim kulağa hoş geliyormuş. O aralar yapacak ilginç bir işi de olmadığından koyulmuş yola-hedef, Bin Ayna Tapınağı.
Günlerce, haftalarca yol almış ve sonunda kendini gizemli tapınağın önünde bulmuş. Basamaklardan yukarı koşmuş, büyük kapıyı açmış ve içeri girmiş. Bir de ne görsün? Burada bin aynadan bin köpek kendisine bakıyormuş. Sevinçle kuyruğunu sallamış. Derken bin aynadaki bin köpek de sevinip kuyruklarını sallamışlar. Köpek şöyle düşünmüş: "Ne kadar güzel. Dünya mutlu ve hayatından memnun köpeklerle dolu." O günden bu yana her gün Bin Ayna Tapınağı'na gelirmiş.

Bir gün öğleden sonra bir başka köpeğin yolu aynı tapınağa düşmüş. O da basamaklardan koşmuş, kapıyı açıp içeri girmiş: Orada bin aynadan bin köpek kendisine bakıyormuş. Köpek çok ürkmüş, hırlamış ve kuyruğunu bacaklarının arasına sıkıştırmış. Aynı anda bin aynadan bin köpek karşısında hırlıyor ve kuyruk sıkıştırıyormuş. Bunu gören köpek kendi kendine, "Dünya kötü ve hırlayan köpeklerle dolu" diye düşünmüş. Ve bir daha asla Bin Ayna Tapınağı'na ayak basmamış.

Bin Ayna Tapınağı nerededir dersiniz?
Hemen kapınızın önünde! Dünyada açık bir yürekle ve umursayan bir gözle dolaşanlar, açık bir yürekle ve umursayan bir gözle dolaşanlara rastlarlar.
Kendi içine kapalı ve kem gözle dolaşanlarsa, sadece kendileri gibi insanlara rastlarlar.

Bir budizm öyküsünden uyarlayan Folke Tegetthoff

14 Kasım 2011 Pazartesi

Bir duyma da gör


Bir duyma da gürültüsünü
Dallarda çatırdayarak açılan fıstıkların,
Gör bak ne oluyorsun.
Bir duyma da gör şu yağan yağmuru;
Çalan çanı, konuşan insanı.
Bir duyma da kokusunu yosunların,
İstakozun, karidesin,
Denizden esen rüzgarın...

O.Veli

Fotoğraf: C.Caldwell-National Geographic

9 Kasım 2011 Çarşamba

Fırtınalar...


Doğa insanlara kendini çok farklı kimliklerde gösterir...doğanın ürkütücü yüzü gibi görünen fırtınaların bazen öncesinde, bazen de ardından sessizlik gelir...doğa olayları içinde insanın doğasıyla en çok özdeşleştirilenlerden biri de fırtınadır...şairler ve yazarlar da çağlar boyu inişli çıkışlı ruh hallerini "fırtına" terimi ile ifade etmişler... gerilim filmlerinin arka planında fırtına sahneleri yer almış... fırtınalar her ne kadar "ürkütücü" olarak tanımlansalar da aynı zamanda "çekici" doğa olayları...

Fotoğraf: National Geographic Arşivi

Karanlık, ışık ve zaman zaman ardından gelen yağmur...Şimşek, bulutlar içindeki elektrik yükünün ayrışması sonucunda ortaya çıkar. Bu süreç tümüyle anlaşılmış değildir ancak, negatif iyonlar bulutun alt tarafında, pozitif iyonlar bulutun üstünde toplanır. Pozitif ve negatif iyonlar birbirini çeker. Bu karşıt iyonlar bulut içinde yeterli sayıda toplanınca, bulutun tepesinden aşağı doğru şimşek çakar. Bulutun altındaki negatif iyonlar aynı zamanda yeryüzündeki pozitif yükleri de çeker. Bu da, yer ile bulut arasında şimşek çakmasına neden olur (Tübitak-Bilim ve Teknik).

Fotoğraf: National Geographic Arşivi

Antik çağlarda fırtınalar mitolojiye de konu olmuş...eski Yunan mitolojisinde Zeus, "gökyüzünün, şimşek ve gökgürültülerinin tanrısı"... simgesi şimşeğin yanında boğa, kartal ve meşe ağacı...

İngiliz şairi Lord Byron için fırtına" kara gözlü bir kadının gözündeki ışık"mış...

"Rüyada fırtına" ise büyük değişiklik olarak yorumlanırmış... fırtınada kaldığını gören kimse, kendisine yepyeni bir yol çizecektir anlamında... yani iyi bir durum olarak yorumlanıyor...

Beyin (fikir) fırtınası "yaratıcı düşünceyi destekleyen, takım çalışanlarını motive ederek kısa sürede çok fazla fikrin üretilmesine, böylece süreçlerin neden başarısız olduğuna dair çıkarımlar yapılabilmesine olanak sağlayan bir sürekli kalite geliştirme aracı"dır (wikipedia.org). Bir konuya çözüm getirmek, karar vermek, hayal yoluyla düşünce ve fikir üretmek için kullanılan üretimci bir teknik...

3 Kasım 2011 Perşembe

"Adıyla yaşasın..."

" Berna, Ece, Ekin, Muharrem, Nilay, Nilüfer, Öznur, Tuncay Hoca ve Volkan'a "

İyi bir dilek olarak söylenen "adıyla yaşasın" cümlesini seviyorum... güven hissi veriyor...
Kızılderililer, doğduklarında çocuklarına, onlarda görmek istedikleri özelliklere göre isim verirlermiş...genellikle çok isimliler...Kar Kartalı, Ay Işığı, Çayır Buğusu...büyüyüp ergin birer kabile üyesi olduklarında, kabile üyeleri tarafından kahramanlıklar, ilginç olaylar veya kişisel yeteneklerine göre isimler de verilirmiş...
Zamanla adlarımızın anlamları içinde kişisel özelliklerimizden
yansımalar görebiliyoruz... Irmak'ın hareketliliği, bazen kabına sığamayışı ve uzun yollara dayanıklılığı gibi...adlarımıza görsel olarak baktığımızda hislerimiz daha da renklenebiliyor...

Fotoğraf: National Geographic Arşivi
Fotoğraf: National Geographic Arşivi