21 Kasım 2012 Çarşamba

Yağmur Perisi



Yeryüzüne bakıp gülümsedi Yağmur Perisi:Herşeyin maskesiz, içten ve kendisi olmasına izin verildiğinde, yeryüzü hayal ötesi güzellikte bir yerdi...


Fotoğraf: Jennifer Jesse (National Geographic Arşivi)

14 Kasım 2012 Çarşamba

Günaydın çocuklar


Selin gün boyu Barış Manço şarkılarından esintiler çaldı...İçimize işleyen, "işte bu" dedirten, arada gülümseten, bazen de düşündüren satır araları..."bırakalım renkleri çocuklara"...daha da güzeli bırakalım kendimizi de çocuklara: bizi de renklere karıştırsınlar...yerkürenin yüzü bir an gülsün...

Fotoğraf: Raul Mostoslavsky (National Geographic Arşivi)


Hey hey Günaydın çocuklar günaydın
Hep güler yüzle karşılarsınız beni
Hey hey günaydın çocuklar günaydın
Sabah akşam bıkmadan dinlersiniz beni

Dün gece düşündüm de renkler olmasaydı
yaşanmazdı bu dünyada
Korktuğum odur ki kapkara bir dünyayı
isteyenler var aramızda

Oyun ister bazen büyükler tabancalar kılıçlar tüfekler
Zevk meselesi bu karışılmaz
Tartışılmaz zevkler ve renkler sizin olsun bütün bu zevkler
Bırakın renkleri çocuklara

Hey hey günaydın çocuklar günaydın
Siz hiç kırmızı bir ağaç gördünüz mü
Hey hey günaydın çocuklar günaydın
Gökyüzü neden mavi düşündünüz mü

Başak sarı çim yeşil her şeyin bir rengi var
değişmez doğanın dengesi
Mor turuncu sarı eflatun pembe haki çamur bile kahverengi
Oyun ister bazen büyükler tabancalar kılıçlar tüfekler
Zevk meselesi bu karışılmaz
Tartışılmaz zevkler ve renkler sizin olsun bütün bu zevkler
Bırakın renkleri çocuklara

Uzakta bir ülkede insanlar anlaşmış
tam silahları bırakırken
İçlerinde ikisi hemen karşı çıkmış sonuçta onlar kazanmış
İkisinin de önünde birer düğme varmış
biri yeşil diğeri kırmızı
Bir iki üç demişler basıvermişler
ve sonunda dünya kapkaranlık olmuş
Tam istedikleri gibi

Oyun ister bazen büyükler tabancalar kılıçlar tüfekler
Zevk meselesi bu karışılmaz
Tartışılmaz zevkler ve renkler sizin olsun bütün bu zevkler
Bırakın renkleri çocuklara

Oyun ister bütün çocuklar

Barış Manço

11 Kasım 2012 Pazar

Dönüm noktası


Anlambilim.net aşağıdaki şekillerde tanımlamış "dönüm noktası"nı;
  1. Bir olayın yeni bir duruma geçme zamanı.
  2. Bir eğrinin içbükeylikten dışbükeyliğe (ya da karşıtı) döndüğü nokta.
  3. Çevrimsel bir dalgalanmada ekonominin yönünün değiştiği nokta. krş. dip, doruk
İngilizce karşılıkları;
  1. en: crossroads. crunch. landmark. milestone. watershed.
  2. en: turning point. turning / critical point. crisis. crosss. 
  3. en: point of inflexion
Peki yaşamın dönüm noktası neresidir?...ne zaman gelir, nerelerden geçer, nereye gider?


Fotoğraf: Toni Guetta (National Geographic Arşivi)

10 Kasım 2012 Cumartesi

Benim sadık yarim...



KARA TOPRAK

Dost dost diye nicesine sarıldım
Benim sâdık yârim kara topraktır
Beyhude dolandım boşa yoruldum
Benim sâdık yârim kara topraktır

Nice güzellere bağlandım kaldım
Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum
Her türlü isteğim topraktan aldım
Benim sâdık yârim kara topraktır

Koyun verdi kuzu verdi süt verdi
Yemek verdi ekmek verdi et verdi
Kazma ile döğmeyince kıt verdi
Benim sâdık yârim kara topraktır

Fotoğraf: Tiong Wee Wong (National Geographic Arşivi)


Âdem'den bu deme neslim getirdi
Bana türlü türlü meyva yedirdi
Her gün beni tepesinde götürdü
Benim sâdık yârim kara topraktır

Karnın yardım kazmayınan belinen
Yüzün yırttım tırnağınan elinen
Yine beni karşıladı gülünen
Benim sâdık yârim kara topraktır

İşkence yaptıkça bana gülerdi
Bunda yalan yoktur herkes de gördü
Bir çekirdek verdim dört bostan verdi
Benim sadık yârim kara topraktır

Havaya bakarsam hava alırım
Toprağa bakarsam dua alırım
Topraktan ayrılsam nerde kalırım
Benim sâdık yârim kara topraktır

Dileğin varsa iste Allah'tan
Almak için uzak gitme topraktan
Cömertlik toprağa verilmiş Hak'tan
Benim sâdık yârim kara topraktır

Hakikat ararsan açık bir nokta
Allah kula yakın kul da Allah'a
Hakkın gizli hazinesi   toprakta
Benim sâdık yârim kara topraktır

Bütün kusurumuzu toprak gizliyor
Merhem çalıp yaralarımı düzlüyor
Kolun açmış yollarımı gözlüyor
Benim sâdık yârim kara topraktır

Her kim ki olursa bu sırra mazhar
Dünyaya bırakır ölmez bir eser
Gün gelir Veysel'i bağrına basar
Benim sâdık yârim kara topraktır
Aşık Veysel Şatıroğlu

8 Kasım 2012 Perşembe

Nesli tehlikede olan hayvan dostlarımız sınıfımızda


İki sene önce yaklaşık bu zamanlardı...Adana'da yaban hayatı içerikli bilgilendirme toplantısının ön hazırlıklarıyla uğraşıyordum...Volkan, Adana'da eğitim verdiği bir grup öğretmene de toplantının duyurusunu gönderdikten sonra iki öğretmenden cevap geldi: çok sevinmiştim...Aralık ayı ortasında toplantıyı gerçekleştirdiğimiz tarihte, iki öğretmenden biri başka bir çalışmada görevlendirilmişti ve o gün Seda Öğretmen ile tanıştık...ciddi bir soğuk algınlığı geçiriyor olmasına rağmen sunumları izlemeye gelmişti... saz  kedisi, deniz kaplumbağaları ve iklim değişikliği sunumlarını sonuna kadar dinledi...


2011 yazında, Akyatan Yaban Hayatı Geliştirme Sahası'ndaki kampımıza gelerek iki gün alan çalışmalarımıza katıldı...


Büyük bir sabırla, kendisinin ustalaşmış olduğu origami sanatına bir adım atmamıza yardımcı oldu...meraklı arkadaşlarımıza ellerindeki kağıtları harika birer kuşa nasıl dönüştürebileceklerini anlattı, gösterdi...


2012 Mart ayı geldiğinde, kendisinden aldığım bir mesaj beni tekrar sevindirdi...Seda Öğretmen, meslektaşı Meryem Öğretmen ile birlikte, peçeli baykuşları, saz kedilerini ve deniz kaplumbağalarını, oldukça keyifli faaliyetlerle sınıflarına taşımış ve öğrencileriyle tanıştırmıştı...gönderdiği çalışma örneklerinden etkilendiğimi itiraf ediyorum: minik bir yaban hayatı projesi oluşturmuşlardı Meryem Öğretmen ve öğrencileriyle birlikte...

Seda ve Meryem Öğretmenler, sınıflarında yaptıkları ve öğrencilerinde farkındalık oluşturabildikleri çalışmalarını sunmak üzere Ekim ayında bizlerle birlikte, Çanakkale'de, Ulusal Sempozyum'daydılar: "Peçeli Baykuş, Saz Kedisi, Deniz Kaplumbağaları: Nesli Tehlikede Olan Hayvan Dostlarımız Sınıfımızda"...

Sunumu Seda Öğretmenimiz yaparken, amfiyi dolduran katılımcılar ilerleyen her slayt, paylaşılan her çizim/öykü, izlenen her mini video ile dikkatle, keyifle ve aynı zamanda eğlenerek Seda Öğretmeni dinliyor ve müfredat kapsamında öğrencilerle yapılan faaliyetlerin sonuçlarından etkileniyorlardı...oturum başkanının ilk defa bir sunumu daha iyi izleyebilmek için masasından kalkıp yerini değiştirdiğini gördüm...her bir sunumun 15 dk'lık süresi varken, benim veya programı hazırlayan hocalarımızdan birinin hatamızla bu sunuma 45 dk süre verilmişti...bugüne kadar yapılan en iyi program hatasıydı belki de...kimse sıkılmadı, aksine sonuna kadar içtenlikle dinledi katılımcılar sunumu...yer yer gülmekten gözlerden yaş gelirken, yer yer duygulandık...Adana'nın bir köşesindeki bir devlet ilköğretim okulunda yapılan çalışmadan hep birlikte etkilendik... sunumun sonunda Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Bey'in sunumu izlediği yerden kalkıp, Seda Öğretmen'in elini sıkarak: "Milli Eğitim Bakanlığımızın iki öğretmeninin nesli tehlike altında olan türler konusunda yapmış olduğu böyle bir çalışmayı görmekten duyduğu memnuniyeti" ifade etmesi, çalışmanın ve sunumun içtenlik ve farklılığına son derece uyumlu bir "sonsöz" oldu...

Seda ve Meryem Öğretmenlerimizin bir sonraki çalışmalarını merakla bekliyoruz... tekrardan içten sevgi ve teşekkürlerimizle...

Fotoğraf:Nilüfer