11 Ekim 2016 Salı

Artık hep Beykoz'dasın


Babacığım, tontişim,


27 Eylül 2016. Tam iki hafta oldu. Temmuz'da Bayram ziyaretinden sonra "artık buralara dönmek lazım" demiştin ya. Bu kadar çabuk döneceğini düşünmemiştim. Sen dönünce ben de bayramlar dışında da gider oldum Beykoz'a.

Pazar günü bir kitap rafının önünde durdum. Sonra bir kitaba takıldı gözüm. Aldım. Okumaya başladım. Okuduğum başlığın adı "yardım": Her aşamada, çok belirli zamanlarda ve belirli yollarla belirli yardım biçimlerini talep etme kabiliyetimize bağlıyızdır. En sonunda bile, gidişimizin itibarı başkalarının bizim iyi bir şekilde ölmemize yardım etme konusunda istekliliklerine bağlıdır; yardımlarının samimiyeti çoğunlukla kendi hayatımızda onlara uzattığımız yardım eliyle orantılıdır. Her dönüşümün kalbinde doğru cömertliği talep etme ihtiyacı yatar (D. White-İçimizi Rahatlatan Söylemler).
Hayatın boyunca ne kadar çok insana yardım eli uzattın. Şimdi hepsi senden bahsediyor. Dönüşüm başladı. Öğrencilerin izinde. Ardından yürüyenleri gördükçe mutlu olacaksın. Seni seviyorum.