15 Kasım 2011 Salı

Ezop'tan günümüze...

Irmak'ın kitapları arasında Sevgili Bilgi'nin birkaç yıl önce hediye ettiği "Ezop'tan Günümüze Hayvan Öyküleri" gözüme çarptı...hayvan figürleriyle bütünleşmiş güzel öyküler yolculuğu...

Bin Ayna

Bir köpek çok farklı bir tapınaktan söz edildiğini duymuş: Burası Bin Ayna Tapınağı imiş. Köpek aynanın ne olduğunu bilmezmiş. Ancak isim kulağa hoş geliyormuş. O aralar yapacak ilginç bir işi de olmadığından koyulmuş yola-hedef, Bin Ayna Tapınağı.
Günlerce, haftalarca yol almış ve sonunda kendini gizemli tapınağın önünde bulmuş. Basamaklardan yukarı koşmuş, büyük kapıyı açmış ve içeri girmiş. Bir de ne görsün? Burada bin aynadan bin köpek kendisine bakıyormuş. Sevinçle kuyruğunu sallamış. Derken bin aynadaki bin köpek de sevinip kuyruklarını sallamışlar. Köpek şöyle düşünmüş: "Ne kadar güzel. Dünya mutlu ve hayatından memnun köpeklerle dolu." O günden bu yana her gün Bin Ayna Tapınağı'na gelirmiş.

Bir gün öğleden sonra bir başka köpeğin yolu aynı tapınağa düşmüş. O da basamaklardan koşmuş, kapıyı açıp içeri girmiş: Orada bin aynadan bin köpek kendisine bakıyormuş. Köpek çok ürkmüş, hırlamış ve kuyruğunu bacaklarının arasına sıkıştırmış. Aynı anda bin aynadan bin köpek karşısında hırlıyor ve kuyruk sıkıştırıyormuş. Bunu gören köpek kendi kendine, "Dünya kötü ve hırlayan köpeklerle dolu" diye düşünmüş. Ve bir daha asla Bin Ayna Tapınağı'na ayak basmamış.

Bin Ayna Tapınağı nerededir dersiniz?
Hemen kapınızın önünde! Dünyada açık bir yürekle ve umursayan bir gözle dolaşanlar, açık bir yürekle ve umursayan bir gözle dolaşanlara rastlarlar.
Kendi içine kapalı ve kem gözle dolaşanlarsa, sadece kendileri gibi insanlara rastlarlar.

Bir budizm öyküsünden uyarlayan Folke Tegetthoff

1 yorum: