İki sene önce yaklaşık bu zamanlardı...Adana'da yaban hayatı içerikli bilgilendirme toplantısının ön hazırlıklarıyla uğraşıyordum...Volkan, Adana'da eğitim verdiği bir grup öğretmene de toplantının duyurusunu gönderdikten sonra iki öğretmenden cevap geldi: çok sevinmiştim...Aralık ayı ortasında toplantıyı gerçekleştirdiğimiz tarihte, iki öğretmenden biri başka bir çalışmada görevlendirilmişti ve o gün Seda Öğretmen ile tanıştık...ciddi bir soğuk algınlığı geçiriyor olmasına rağmen sunumları izlemeye gelmişti... saz kedisi, deniz kaplumbağaları ve iklim değişikliği sunumlarını sonuna kadar dinledi...
2011 yazında, Akyatan Yaban Hayatı Geliştirme Sahası'ndaki kampımıza gelerek iki gün alan çalışmalarımıza katıldı...
Büyük bir sabırla, kendisinin ustalaşmış olduğu origami sanatına bir adım atmamıza yardımcı oldu...meraklı arkadaşlarımıza ellerindeki kağıtları harika birer kuşa nasıl dönüştürebileceklerini anlattı, gösterdi...
2012 Mart ayı geldiğinde, kendisinden aldığım bir mesaj beni tekrar sevindirdi...Seda Öğretmen, meslektaşı Meryem Öğretmen ile birlikte, peçeli baykuşları, saz kedilerini ve deniz kaplumbağalarını, oldukça keyifli faaliyetlerle sınıflarına taşımış ve öğrencileriyle tanıştırmıştı...gönderdiği çalışma örneklerinden etkilendiğimi itiraf ediyorum: minik bir yaban hayatı projesi oluşturmuşlardı Meryem Öğretmen ve öğrencileriyle birlikte...
Seda ve Meryem Öğretmenler, sınıflarında yaptıkları ve öğrencilerinde farkındalık oluşturabildikleri çalışmalarını sunmak üzere Ekim ayında bizlerle birlikte, Çanakkale'de, Ulusal Sempozyum'daydılar: "Peçeli Baykuş, Saz Kedisi, Deniz Kaplumbağaları: Nesli Tehlikede Olan Hayvan Dostlarımız Sınıfımızda"...
Sunumu Seda Öğretmenimiz yaparken, amfiyi dolduran katılımcılar ilerleyen her slayt, paylaşılan her çizim/öykü, izlenen her mini video ile dikkatle, keyifle ve aynı zamanda eğlenerek Seda Öğretmeni dinliyor ve müfredat kapsamında öğrencilerle yapılan faaliyetlerin sonuçlarından etkileniyorlardı...oturum başkanının ilk defa bir sunumu daha iyi izleyebilmek için masasından kalkıp yerini değiştirdiğini gördüm...her bir sunumun 15 dk'lık süresi varken, benim veya programı hazırlayan hocalarımızdan birinin hatamızla bu sunuma 45 dk süre verilmişti...bugüne kadar yapılan en iyi program hatasıydı belki de...kimse sıkılmadı, aksine sonuna kadar içtenlikle dinledi katılımcılar sunumu...yer yer gülmekten gözlerden yaş gelirken, yer yer duygulandık...Adana'nın bir köşesindeki bir devlet ilköğretim okulunda yapılan çalışmadan hep birlikte etkilendik... sunumun sonunda Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Bey'in sunumu izlediği yerden kalkıp, Seda Öğretmen'in elini sıkarak: "Milli Eğitim Bakanlığımızın iki öğretmeninin nesli tehlike altında olan türler konusunda yapmış olduğu böyle bir çalışmayı görmekten duyduğu memnuniyeti" ifade etmesi, çalışmanın ve sunumun içtenlik ve farklılığına son derece uyumlu bir "sonsöz" oldu...
Seda ve Meryem Öğretmenlerimizin bir sonraki çalışmalarını merakla bekliyoruz... tekrardan içten sevgi ve teşekkürlerimizle...
Fotoğraf:Nilüfer
Ayşe Abla bu blog yazınızı yeni okudum nasıl gözümden kaçmış diye önce kendime kızdım. Okudukça çok duygulandım. Yazınzdaki her zaman dilimi bir anda geçiverdi belleğimden. Kazandığımız ve sınıflarımıza taşıdığımız farkındalıklar adına size sosnsuz teşekkürler. Çalışmalarımızın devamı gelecek. Sevgiler...
YanıtlaSil