Her çağın hastalıklarından biri sanırım: dedikodu...hakkında şarkılar, şiirler bile var...Türk Dil Kurumu (TDK) tarafından kelime anlamının tanımına bakmak geçti aklımdan...aşağıdaki şekilde tanımlanıyor...birçok farklı boyutundan çok sıkıldığım bir konu...sosyolojik ve psikolojik kökenlerinde hangi boyutlara geçişler var bilemiyorum ancak iş ortamına karıştırıldığında ortaya çıkan zaman ve enerji kaybının boyutları hesaplanmalı...hatta bir "dedikoduyla mücadele seferberliği" herkesin kendi iç disipliniyle kendisinden başlamalı...iç yolculuğumuzu barış içinde tamamlamadan başka dünyalara dilimizi uzatma hakkını bize kim, hangi çağda verdi?...
dedikodu
isim |
isim Başkalarını çekiştirmek ve
kınamak üzere yapılan konuşma, kov, gıybet, kılükal
"Zaten ufacık mahalle, dedikodu desen diz boyu." - E. Şafak |
dedikodu çıkarmak
|
birisi
hakkında dedikodu ortaya atmak
"Birisi sezecek olsa kim bilir ne dedikodular çıkarılırdı." - E. Bener |
Fotoğraf: Massimo Rumi-Cartagena-Colombia/National Geographic Arşivi
takipçinim...ben de desteğini beklerim
YanıtlaSil