30 Nisan 2012 Pazartesi

Copalita Eko & Arkeolojik Park

Huatulco, 18 Mart 2012

İnsan, evinden binlerce km uzakta, yardıma ihtiyacı olduğu bir anda karşısına çıkan iyi insanları unutmuyor: dönüş uçağının bir gün sonra olmasıyla oluşan yarım günlük boşlukta, Meksika'nın ulusal parklarından birini gezmeyi aklımdan geçiriyordum...az kalsın bunun için sahip olduğum birkaç saati kaybetmek üzereyken iyi bir taksi şoförü ile karşılaştım... Huatulco'dan yaklaşık yarım saat mesafede olan ulusal parka beni bıraktı, park giriş sorumlusunun akşamdan önce bitirebileceğim için önerdiği kısa rotanın mesafesini öğrendikten sonra iki saat sonra beni almak üzere geri döneceğini belirterek ayrıldı...

Copalita Parque Eco - Arqueolo'gico: Hem doğal hem arkeolojik oluşumların içiçe geçtiği bir koruma alanı...


Normalde 100 peso giriş ücretini ödeyip rehberler eşliğinde iki farklı rotayı gezebiliyorsunuz...giriş yaptığınız zamanlamada rehberler alanda diğer ziyaretçileri gezdiriyorsa, bileğinize takılan ziyaretçi bilekliği ve iyi hazırlanmış bir park haritası ile birlikte, rotaları tek başınıza dolaşmanız da mümkün...görevli, öğleden sonra olması nedeniyle, yaklaşık 1,5 saat süren ve okyanusa açılan kısa rotayı önerdi ve bu rotayı seçtiğime pişman olmayacağımı yüz ifadesiyle hissettirdi...


Dolaştığınız rota boyunca hazırlanmış bilgilendirme tabelaları, gördüğünüz oluşumları ve görme ihtimaliniz olan canlıları adım adım anlatıyor...

 Girilmemesi gereken bölgeler dikkatle işaretlenmiş...


Aynı rota üzerinde farklılaşan havayı hissedebiliyorsunuz...yağmur ormanı ve bataklık havasında olan bölgeye gelince hava iyice ağırlaşıyor, yoğun nem ve ağır hava etkisiyle nefesler birkaç dakika zorlanıyor...


Bulunduğunuz noktayla ilgili bilgilendirmeler özenle değişerek devam ediyor...

Ve Okyanus kıyısını görebilmek için biraz dik ve az da zorlu bir rotayı göze almak gerek...


Tepeye ulaştığımda karşılaştığım ve hala adını bilmediğim kuşları görünce nefesimi tutup izlemeye başladığımı itiraf etmeliyim...

Demirden maskeler takmış gibi duran bu büyük kuşları sessizce izlerken zaman nasıl geçiyor farketmek mümkün değil...
 Ve karşımda: Okyanus...

Biran saate bakmak aklıma geldiğinde hızlıca aşağı inip koşturmam gerektiğini farkediyorum...iniş, çıkıştan elbette ki daha kolay...ancak biraz yol var girişe ulaşmaya...

Girişe ulaştığımda dizlerimden ve yüzümden sızan sular farkedilmeyecek gibi değil...bu arada dakik şoför bey gelmiş ve bir sonraki işine yetişmek üzere hareket etmemizi bekliyor...girişteki memur ve şoför bey parkı nasıl bulduğumu soruyorlar...kısa rota da olsa bu alanı görebildiğim için gerçekten mutluyum ve sanırım bu halimden de belli oluyor...tam çıkışta sempozyumdan bir başka katılımcıyla karşılaşıyoruz...ertesi gün havaalanında karşılaştığımızda ne yazık ki kendisinin kapanışa yakın gelebildiği için parkı gezemediğini öğreniyorum...

Gün boyunca gitmem gereken her yere beni yetiştiren ve kibar bir şekilde yol boyu gerekli bilgileri veren şoför beyden bir fotoğrafını çekmek için izin istiyorum...günümü kurtardığı ve zamanımı çok iyi kullanmama yardımcı olduğu için tekrar tekrar teşekkürlerimle...







7 yorum:

  1. Sevgili Ayşe, daha önce blog yazılarını görmemiştim ama birini az önce okudum.. Bu kadar çok seyahat edip doğa ile iç içe olan birinin paylaşımlarını okumak çok keyifliydi. Yüreğine kalemine sağlık....İlk fırsatta diğerlerini de okuyacağım:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler Gülay Hocam, okudukça yorumlarınızı almak beni sevindirir :).
      Sevgiler,
      Ayşe

      Sil
  2. Ayşe Hanım,
    Ne yazık ki Yazıyı hafta sou görme şansım olmadı.Kardeşimin Kazdağlarındaki.İDA Doğave Sanat Kampını açılışını Yapmaya gittim.Orada Telefon,internet,v.b şeyler yok.Güneş Panelleri ile ancak akşam aydınlatmasına imkan var.Ancak döndükten sonra yazınızı gördüm.
    Selamlar.Dr.Serdal UĞURLU

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Serdal Bey,

      Kısa süre de olsa teknolojiden uzaklaşıp doğanın sesini duyabilme şansı bulmanıza sevindim :)
      Selam ve saygılarımla,
      Ayşe

      Sil
  3. Ayşe bizi dünyanın bir ucundan diğerine öyle güzel götürüyorsun ki, kendimi yazılarına bırakıp çıkıp gidiyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok zaman ziyaret ettiğimiz yerlere birkez daha dönme şansımız veya her birimizin aynı yerleri görebilme fırsatı olmuyor. Ve her alan her birimize farklı bir hikaye anlatabiliyor. Yazarak paylaşmanın bu yönünü seviyorum Öznurcum, sevgiler...

      Sil
  4. Ayse'cim bayildim. Cok tesekkur ederim bu guzellikleri bizlerle de paylastigin icin. Sevgiler...

    YanıtlaSil