19 Aralık 2011 Pazartesi

Nergis kokusunu hissedince...

Akşam eve dönerken çiçekçilerden yayılan nergis kokularını hissettim... nergis her ne kadar baharın temsilcisi olarak tanımlansa da benim için kışa "hoşgeldin" çiçekleri...her kış başında İstanbul sokaklarındaki çiçekçilerden buram buram yayılan kokusunu duyduğumda "kış ilk adımını attı" demektir...aslında çiçekçi tezgahlarına ve bahçelere biraz dikkatli baktığımızda, kışın yaygın türün genellikle ufak, beyaz ve kokulu; ilkbaharda karşılaştıklarımızın daha çok sarı veya beyaz büyük çiçekli ve az kokulu olduğunu görürüz...ülkemizin pekçok yöresinde hem doğal olarak yetişen, hem de yetiştiriciliği yapılan bu soğanlı bitkinin birden fazla türü var...


İncecik saplarının üzerinde eğik boyunlu, asil görünümlü çiçeklere adını veren mitolojik kahramanın öyküsü özetle şu şekilde anlatılmış:
Narsis, ırmak ilahı Kephissos ile arındırıcı suların bekçi perisi Liriope’nin oğlu olarak doğar. Bir kahin, ebeveynine Narsis’in dünyada, kendi yüzünü görmediği sürece yaşayacağını bildirir. Narsis bir gün bir su birikintisine dökülen bir kaynağın yanına gelir ve su birikintisine doğru eğilerek oradaki sudan içmeye başlar. Doğal olarak, bu sırada, birikintide yansıyan yüzünü görür. Kendi yüzünü görünce önce şaşkınlığa düşer, sonra kendini hayranlıkla seyre dalar ve kendisine âşık olur. Bu seyirden kendisini bir türlü alamayan Narsis gitgide hissizleşir, dünya yaşamına gözlerini yumar ve bulunduğu yere kök salarak açılmış bir çiçeğe dönüşür. Bu çiçek, güneş gibi, sarı göbekli, beyaz yapraklı, çevresine güzel kokular yayan bir çiçektir. Ölümünden sonra Styx nehrinin sularına katılır (wikipedia.org).

1 yorum:

  1. Sen bunları yazınca aklıma şu parça geldi

    çiğdem der ki ben alayım
    yiğit başına belayım
    hepisinden ben alayım
    benden ala çiçek var mı

    ...

    lale der ki be hey tanrı
    benim boynum neden eğri
    yardan ayrı düştüm gayrı
    benden ala çiçek var mı
    ...
    Veysel

    YanıtlaSil