15 Eylül 2011 Perşembe

İskenderun, Antakya, Adana...

Eve biraz önce döndük (00.35 gibi)...Adana'dan başlayıp İskenderun ve Antakya istikametinde devam eden yolculuğumuz Adana'da noktalandı... ve bugün akşam üzeri Ankara istikametinde olacağız...5 günlük Doğu Akdeniz yolculuğu yeniliklerle doluydu...

10 Eylül sabahı Irmak, ben ve Ezgi, 06.30 uçağıyla Adana'ya ulaştık... Volkan, Öznur ve Ergün'le buluşup, Seyhan Barajı kıyısında kahvaltımızı yaptıktan sonra Vecih Kaptan, Can ve Okan'la ekibi tamamlamak üzere Karataş'a yola çıktık...

Adana, Seyhan Barajı
İlk durağımız İskenderun Limanı...uzun zamandır yapmak istediğim bir görüşmeyi gerçekleştirmek için yoldayız...bu görüşmenin benim için tarihi bir anlamı var...bugüne kadar kimse tarafından detayları kaleme alınmamış bir konuyu hayattaki son tanığından dinlemek, fotoğraf çekmek ve bir çalışmamız için kaleme alabilmeyi istiyorum...fotoğraf çekimi konusunda Volkan bize yardımcı olacak...bunun için ayrıca seviniyorum çünkü portre çekimleri konusunda bizim farkedemediğimiz açılar yakalayabilen farklı bir bakış açısı var...Volkan'la farklı kurumlarda çalışıyoruz...ikimiz de projelerimiz için farklı rotalarda farklı sürelerle yollardayız...bu nedenle belki de bir süre tek ortak tarihimiz olabilecek 10 Eylül günü çalışmamızı gerçekleştirme fırsatını bulabiliyoruz...bu farklı görüşmeyi ekip arkadaşlarımın da dinleyip bilgi alabilmesi için hep birlikteyiz...


Karataş'ta Vecih Kaptan, Can ve Okan'la buluşup yola devam ediyoruz... öğlene doğru İskenderun Limanı'na vardığımızda Vecih Kaptan sayesinde bir süredir görüşmek üzere ulaşmaya çalıştığımız değerli Fehit Bey'e ulaşabiliyoruz...kendisi bize zaman ayırmayı kabul ediyor ve bizler tarihi değeri olan bir konunun hikayesini Fehit Bey'den birebir dinleyebilme şansını bulmanın sevincini duyuyoruz...akşam üzeri ekibimizin bir bölümü Adana'ya geri dönüyor...Volkan, Ezgi, Öznur, Ergün, Irmak ve ben aynı akşam sevgili Mustafa ve Burcu'nun "Kır Düğünü"ne katılıyoruz...

Fotoğraf: V.Bal (İskenderun)


Düğün çıkışı Volkan'ın önerdiği künefeyi yediğimiz için kesinlikle pişman değiliz...

İskenderun

Pazar sabahı erkenden rotamız Antakya...Mozaik Müzesi'nde yer alan hayvan ve bitki çizimleri, mozaiklerin yapıldığı yıllarda yaşayan türler hakkında bizlere fikir veriyor...

Fotoğraf: V.Bal (Antakya)


Öğlen sıcağıda Harbiye Şelale'de öğle yemeği fırsatı bulunca memnun oluyoruz... kayaların arasından akan sular ve ağaçlar arasında sanki farklı bir iklime geçiyoruz... Volkan'ın yemek seçimi konusundaki titizliği keyifli bir öğle yemeği şansını getiriyor bizlere...

Fotoğraf: Ö.Toper (Antakya)

Ve Akyatan Kampımızın sezon sonu son çalışmalarını yapmak, yerel yönetimleri bilgilendirmek ve kampımızı kapamak üzere Adana'ya geri dönüyoruz...Kampa dönmeden, Havaalanı'nda Volkan, Ezgi ve Öznur'u İstanbul'a yolcu ediyoruz...ertesi sabah son yuvalar kontrol ediliyor...

 Adana, Karataş, Akyatan

Sonraki gün 14 Yumuşak Kabuklu Nil Kaplumbağası'nın yaşam ortamına güvenle ulaşabilmesi için kamp ile Seyhan Nehri arasında yaklaşık 75 km yol alıyoruz...

Adana, Seyhan Nehri

Pamuk tarlalarında açmış pamuklar, göçe hazırlanan kuş türleri, kampta bulaşıklığımız içinde dinlenen minik yeşil kurbağa, duvarlarda dolaşan semenderler ve dolunay... sonbaharın bize selam verişi...


Sonbaharın gelişiyle öğretmenlerimiz de köye döndü...Sezer ve Emre öğretmenlerimiz yaklaşık 100 öğrencinin eğitimini tek sınıflı köy okulunda gerçekleştirebilmek için ciddi bir çaba içindeler...


Bu sezon 3,5 ay neredeyse göz açıp kapayana kadar geçti... çalışmalarımızda farklı uzmanlıklara sahip misafirlerimizden değerli katkılar aldık...alan ekibimizin daha iyi çalışabilmesi ve çalışmalarımızın önümüzdeki yıllarda daha kapsamlı olabilmesi için tatil günlerini bizlere ayırıp gönüllü teknik katkı veren Öznur, Volkan, Tuncay Hocamız, Serkan, Seda Öğretmenimiz, Berna ve Tolga'ya da birkez daha içten teşekkürler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder