8 Temmuz 2012 Pazar

Gaziantep

30 Haziran-1 Temmuz 2012

Volkan, Heleny, Dick, Gülçin ve Mehmet Bey

Neredeyse son dakikada biraraya gelen ilginç bir grubun uyumlu yolculuk hikayesi: Gaziantep...iş gereği Gaziantep'e giden Volkan, Adana'ya giden ben ve Urfa ile Mardin'i gezmeyi hedefleyen Heleny ve Dick'in farklı konuşmalar sırasında bir haftasonu Antep'i gezme isteğiyle "gezi ekibi" oluşturmaları hikayenin özü...

29 Haziran akşamı hepimiz Antep'te buluştuk...Antep'i hiç tanımayan benim hazırlamaya çalıştığım gezi programı ile başladık yolculuğa... programı hazırlarken sevgili Bektaş'tan ipuçları aldığımı ifade etmeden geçemeyeceğim...

30 Haziran sabahı 08.00...dün akşam otogarda tanıştığım şoförümüz Mehmet Bey ile ilk durağımız Yesemek Açık Hava Müzesi'ne doğru yol alıyoruz...internette gezdiğimiz noktalar hakkında detaylı bilgi mevcut... tek tek anlatmak zaman işi...bahsetmeden geçemeyeceğim birkaç nokta var: Yesemek Açık Hava Müzesi'nin rehberleri...işlerine gönül vermiş yöre insanları...burada çalışan Kazı Ekibi'nin yıllardır parçası olmaktan duydukları memnuniyet ve gurur her hallerinden belli...Yesemek'te ilk bilimsel kazı ve araştırmaları yapan Prof.Bahadır Alkım ile ekibi ve ikinci dönem kazıların başkanlığını yapan Arkeolog İlhan Temizsoy ve ekibini saygıyla dile getiriyorlar...


Müzenin insanı şaşırtan yanı Hitit Uygarlığı zamanından kalma taşocağı ve heykel atölyesi olması özelliği...Kapı aslanları, sfenks taslakları, dağ tanrısı kabartmaları, savaş arabası kabartması...


Gezi ekibimiz...

Su kanalında kurbağa peşinde koşan köy çocukları...


Volkan tarafından tavsiye edilen yöre yemekleriyle güzel bir öğle yemeği...ve Gaziantep Mozaik Müzesi...Müzeciliğin Gaziantep'te ne kadar gelişmiş olduğunu düşünmeye başladığımız anlar...günün içindeki her iki müze de sergileme teknikleriyle insanı içine çekiyor...


Akşamüzeri Gaziantep sokakları...çarşıları...sedef kakma el sanatları ustasına "sedefkar" denildiğini burada öğreniyorum...


Bakır işçiliği...
Eskiciler...
Ustalar...

Tarihi Gaziantep Evleri'nin restorasyonunun yapıldığı Bey Mahallesi'ni gezerken karşımıza çıkan pide fırını...ve nefis kokular saçan zeytinli pidelerin sahibinden, pidelere merakla bakan Heleny ve Dick'e bir zeytinli pide ikramı...misafirperverliğimizin yaşayan örnekleri...


1 Temmuz sabahı...12 yıl sonra sevgili Gülçin'le sabah buluşmamız...2000 yılında Adana'da yürüttüğümüz çalışmaya gönüllü katılan Gülçin'le arada bir yazışmalarımız dışında karşılıklı görüşebilme fırsatını bu yolculuk sayesinde buluyoruz...içtenliği, samimiyeti hiç değişmemiş...sanki aradan 12 yıl geçmemiş gibi...ikinci gün yolculuğumuza devam öncesi iç ısıtan bir buluşma...ve hemen yakın gelecekte birlikte bir yolculuk planı...


İkinci gün de yolculuğumuza Mehmet Bey ve arabasıyla devam ediyoruz...Mehmet Bey hem iyi bir sürücü, hem de değerli bir insan...kendisiyle yolculuk yapmaktan son derece memnunuz...yolu Antep'e düşenlere güvenle kendisinin telefonunu iletebilirim...
İkinci gün ilk durağımız Zeugma...


Ağaçtaki halini ilk defa gördüğüm antep fıstığı...


Belkıs/Zeugma Antik Kenti...Fırat Nehri'nin geçilebilir en sığ yerinde kurulmuş... tarihçesi oldukça etkileyici...


Fırat Nehri üzerindeki Birecik Baraj Gölü'ne, Zeugma Antik Kenti'nden bakarken Volkan'la yaptığımız enerji politikaları sohbeti Heleny'yi bu anki halimizi görüntülemeye yöneltir...

Fotoğraf: Heleny

Nizip'ten Antep'e dönüş yolunda Heleny'nin görmek istediği ve Mehmet Bey'in unutmayarak durakladığı biber kurutma alanı...


Olmazsa olmazımız çay...


Heleny'yi ve çektiği fotoğrafları ilgiyle izleyen yöre çocukları...


Mehmet Bey'in önerisiyle gittiğimiz yerde, yine Volkan'ın kusursuz seçimiyle yediğimiz öğle yemeği...yemek seçimi konusunda masada Volkan varsa susmayı tercih ediyoruz...


Ara sokaklardaki eskiciler eski Türk filmlerinden sahneleri gözlerimizin önünde canlandırıyor sanki...


İlk kez Antep'te tattığım ve çok keyif aldığım "Dut Suyu"...


Gaziantep Kalesi ve Kahramanlık Panoraması Müzesi...İstiklal Savaşı sırasında verilen mücadelenin ve savunmanın maketlerle tarihçesini anlatan görülmesi gereken başarılı bir çalışma...


Emine Göğüş Gaziantep Mutfak Müzesi...


Para Müzesi...kişisel bir merakla başlamış, büyüdükçe büyümüş farklı bir sergi...


Sevgili Mustafa'ya almak üzere yarım saatten fazla yürüdüğümüz ve ulaştığımızda deneme porsiyonlarını ısmarladığımız "Ayıntap" baklavaları....


İki güne sığdırdığımız bi dolu tarih, kültür, yemek keyfi...Antep'i gezmek, görmek hevesiyle biraraya gelmiş ve son derece keyifli bir yolculuğu tamamlamış bir dörtlü...
bir de Volkan ve benim akşam 20.20'de olan dönüş uçağımızın saatini neden belirtmeden 02.15'e alan uçak firması olmasaydı...güzel bir akşam çorbası ve İspanya-İtalya maçı ile aradaki zamanı doldurmaya çalışsak ta yorgunluktan bir moral sarsıntısı yaşamadık değil...
"yaşlandığımızda torunlarımıza anlatacak bir hikayemiz mi olur?"... kimbilir?...

2 yorum:

  1. cook guzel keyifli bir gezi olmus, bize de yasattıgın icin tesekkurler...

    YanıtlaSil
  2. Yesemek'e bir eğitim yolculuğumuz sırasında uğrama ve gezme olanağını ben de bulmuştum. Bize orada ilk halini alan heykellerin, tamamlanmak üzere Hattuşaş'a getirildiği söylenmişti. Elinize sağlık...

    YanıtlaSil